İçindekiler
Edebiyat ve tarih ilişkisi
edebiyat; Duyguların, fikirlerin, hayallerin, olayların ve diğer unsurların estetik zevk uyandıracak şekilde ve özgün bir şekilde sözlerle ifade edilmesidir.
Tarih; İnsanların toplumları etkileyen faaliyetlerinden doğan olayları mekân ve zamanı göstererek anlatan, olaylar arasındaki ilişkileri, önceki ve sonraki olaylarla olan bağlantılarını, karşılıklı etkileşimlerini gösteren, belgeye dayalı bilgilerini ispatlayan nesnel bir bilimdir.
Bu tanımlardan yola çıkarak edebiyat ve tarih ilişkisini şu şekilde açıklayabiliriz:
- Hem edebiyatın hem de tarihin ana teması insan ve insanların başına gelen olaylardır. Yazarlar edebi eserlerinde tarihsel verilerden yararlanırlar. Bunun en önemli göstergesi de konusunu tarihten alan roman, hikâye, şiir ve tiyatro türünde yüzlerce eserin varlığıdır. Tarihsel gerçeklik edebi metinlerde yeniden yorumlanır. Tarihsel bir olay, edebiyat ve tarih için önemli bir kaynak olabilir. Çanakkale Savaşı ve Milli Mücadele gibi toplumumuz için son derece önemli olan tarihi olaylar hakkında birçok eser yazılmıştır. İnsanlığın karanlık dönemine ışık tutan destanlar da tarihin kaynaklarındandır. örnek; “Oğuz Kağan Destanı”nın incelenmesi sırasında o dönemin tarihi hakkında önemli bilgilere ulaşılmıştır. Edebî eserler de tarihçilerin bilgi almak için başvurdukları önemli kaynaklardır. Bu örnekler, edebiyat ve tarih arasında birçok yönden yakın bir ilişki olduğunu göstermektedir.
Edebiyat ve din ilişkisi
Güzel sanatların başlangıcını araştıran bilim adamları ve estetik zevkin doğuşunu ve gelişimini araştıran uzmanlar, müzik, dans, şiir ve edebiyatın kökeninin din olduğunu görürler (Köprülü: 1989, 49). Yani sanatın ilk örnekleri dini ritüellerde ortaya çıkmıştır. Buna göre edebiyat ile din arasında yakın bir ilişkiden bahsetmek mümkündür.
Edebiyat ve din ilişkisini şöyle açıklayabiliriz:
– İlk şiirsel örnekler dini ayinlerde söylendi. Türk şiirinin en azından “sığır” ve “yug” olarak bilinen ritüel şarkı söyleme yoluyla geliştiği bilinmektedir.
Dini törenlerde söylenen ya da okunan şiirler dini içerik içerir.
Edebiyat, dil ile paralel olarak gelişmiş ve dini törenlerde söylenen dualar ve ilahilerle sınırlıyken, giderek dünyevi (maddi) alana doğru kaymıştır.
– Cemaatin dini hayatı ve inanca bağlı ritüelleri edebî eserlere konu olmuştur.
Edebiyat ve psikoloji ilişkisi, istatistiksel yöntem ve eleştirel teori.
Diğer gönderilerimize göz at
- Arap Atasözleri Atasözü örnekleri En Güzel örneği
- Rüyada Evi Kalabalık Görmek
- Rüyada Otobüs Kazası Görmek
- Erdoğan’dan Esad ve Mısır sorusuna yanıt: Haziran’dan sonra tekrar yapabiliriz
- Rüyada Ayetel Kürsi Okuduğunu Görmek
- Cesedi çizimde lağımda bulundu! Oğlunun cenazesini iki ay sonra alabildi
- Rüyada İçki Görmek