https://www.sporunuyap7.com/sitemap_index.xml
Panorama Romanının Özeti Konusu Içeriği Kişileri Kısaca – Rüya Tabirleri

Panorama Romanının Özeti Konusu Içeriği Kişileri Kısaca

İlk kitabın konusu:

Bu roman, ülkemizdeki bazı önemli olayları ve devrimimizin içine büyüdüğü tehlikeleri anlatan yazarın olgun bir eseridir. 1923 ve 1952 yıllarını kapsıyor. Devrimimiz kesinlikle tehlikelerden ve pusuya yatmış fanatiklerin varlığından kaçmadı. Roman, Atatürk devrimlerine ayak uyduramayanları, ayak uyduramayanları, ayak uyduranların başına gelenleri anlatır.

2. Kitap özeti:

İnternette daha hızlı gezinin. Firefox’u Google Araç Çubuğu ile edinin

Romandaki olaylar, reform hareketlerinin yansımalarını kapsamaktadır ve bu devrimlerin parçalanmakta olan Osmanlı İmparatorluğu’na karşı bir hareket olduğuna inananlar ve yeni devleti geçici bir yönetim biçimi olarak görüp eski haline dönmek isteyenler hâlâ mevcuttur. eski sistem Hatta eski rejimi bağnazlaştırdı. Kısacası “devrim” kelimesinin anlamını bilmeyenler vardı.

Kendi bankasının müdürü olan Servet Bey, zor kazanılan bu konumun tadını çıkarmış, zengin olmuş ve işini ticarete çevirdiğinde parayla ilişkisini kesmemiştir. Nedim adında yakışıklı bir oğlu ve sosyeteden Hollywood hayranı Sevim adında özenti bir küçük kızı vardır.

Devrimin en güçlü savunucularından biri olan vekil Halil Ramez, kafasındaki gerici yapıya yer bulamadığı için toplumda yalnız kaldı. Atikler köyüne giderek, birçok oyunla parti reisliği yapan Fadlı Bey adlı bir haydutun halkı sömürmesinden ve evleri haksız yere ele geçirmesinden rahatsız oldu. Bunun üzerine Genel Sekreter onu azarlar ve tamamen kendi haline bırakarak istifa eder.

Kalbi vatan sevgisiyle çarpan Osman Nuri Bey, başarılı olmasına rağmen başarısızlıklardan vazgeçmeyen onurlu bir subaydır. Ailesini rahatsız edip üzüntüsünü kendi üzerine yıkmak istemez ama evini yıktıktan ve yol geçeceği için işinden kovulduktan sonra boğazın soğuk sularına teslim olur. Bu hareket eşi Sne Hanım’ı perişan etti ve iki çocuğunu evden uzaklaştırdı. Simra’nın ağabeyi Fouad kendine kitaplarla çevrili bir dünya kurmuştur.

Kendini ülkedeki tepeden inme devrimin öncüsü sayan Ahmet Nazmi (felsefe öğretmeni) ve Cahit Halid (ticaret bürosu müdürü) yerine Tahincizade Hacı Emin Efendi gibi sokağa çıkma yasağıyla kendilerini evlerine kilitlediler. Fez şehrinde irtica hareketinin başlamasını dört gözle bekleyen farz namaz vakitleri arasındaki iki devrede, daha fazla rek’at kılan ve kocalarını köle gibi kullanan bağnazlar, bağnazlardan sayıca üstün geldi.

Kıdemli dadısıyla yaşayan Komiser Hamdi Bey, üç evlilik yapmış ve hepsini ölümle bitirmek zorunda kalmıştır. Dördüncü karısı Nebil Hanım, geceleri kocasında yeterince cinsel istek göremediği için endişelenmeye başladı. Aradan altı ay geçmesine rağmen Hamdi Bey’in el yordamıyla ellediği bu bakire küçük kızın sadece ayak tabanları kalmıştı. Bu, son altı ayın gizemli bir gecesinde oynamak istediği bir kundakçılık oyunu ve kendini ortaya koydu. Bütün kadınlarının katili olan bu adam, Nebil tarafından tanındı ve altı yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Müteahhit Sırrı Bey’in parayla alakası yoktur, mühendis Ragıp Bey’in yakın arkadaşıdır, genç mühendis arkadaşı Servet Bey’in kızı Sevim’in tecavüze uğrayıp dengesini kaybetmesi üzerine Servet Bey’in eşi ve Sevim’in erkek kardeşi ile tedavi için yurt dışına gider.

Bahsettiğimiz Atikler köyünde Emeti Nine isimli, vatan uğruna kocasını ve iki oğlunu feda eden ve iki çocuğu Nefise ve Ali ile hayatını sürdüren bir kadın vardır. Ali, Fadlı Bey’e meydan okuyanların başıdır ve bu nedenle kaybetmek istemediği mera yüzünden yakın arkadaşı Karabaş tarafından saldırıya uğrar ve dövülür.

O zamanlar Atatürk ölüm döşeğindeydi ve sanki bu millet yanındaydı. Sağlığını yakından takip edenlerin sayısı çok fazla olmasına rağmen yaptıklarının takipçisi kalmamış, Atatürk devrimlerini yanında götürüyordu. Bu ortamdan rahatsız olanlar da oldu, Emin Efendi’nin oğlu Tahir Cumhuriyet Halk Fırkası mensubuydu ve ölümü üzerine Ata’yı diriltecek olan bağnazların tepkisinden çok korkuyor ve üzülüyordu. Evde on iki yıl geçiren Hacı Emin’e göre bu yas ortamı, okunan Türkçe ezan, dışarıda dolaşan kadınlar, her zaman kutsal gördüğü Araplara karşı çıkmamızın cezasıydı. Bu fanatik adam evde kaldığı sürece gözü süt kızı Fatıma’ya dikilmiş ve ondan bir çocuğu olmuştur.

Cemaatte bir Alman hayranı ortaya çıktı, Fouad’ın yakın arkadaşları Jahed Khaled ve Dr. Namık gibiler bakış açısını değiştirdiler ve bu insanlar Alman anlaşmasından çok memnun kaldılar, onlara göre ekonomi düzelecek ve hayatları rahat edecek. O sırada Rusya’ya yapılan bir saldırı ülkeyi harap etti.

Doktor. Ahmet’in hemşiresi Gertrude Hutu’ya gidip yurttan ayrılırken doktor yanındayken yaşadıklarından dolayı konsolosluk onu kabul etmeyince Yozgat’a gitmeye ve orada yaşamaya karar verir ama yoluna kötü devam edecektir. toplumun ona bakışından dolayı.

Ülkenin devleti yıkılmış, devrim kavramı yirmi yedi yıllık zulüm dönemi olarak anılmış ve bu dönemde milli mücadele dönemine girilmemiştir. Devrim buz üzerine yazılmış bir makale gibiydi. Bu değerli şey bize bir tepsi içinde sunuldu ama biz tepsinin kıymetini, üzerindeki zenginliği anlayamadık.

Bu sırada Sevim, genç bir yabancıyla kaldıkları otelden kaçmıştır, Ragıp Bey İstanbul’a dönmez ve kendisini bir mitingin içinde bulur. Neler olduğunu anlayamadan, yoksullaşmış, siyasete atılmış ve sefil bir hayat yaşayan eski milyoner arkadaşı Siri Bai ile tanışır. Bu zavallı adamın şoförlüğünü yapan Hayri Bey, artık camiada Hayri Beyefendi olarak tanınmaktadır.

Eski Komiser Hamdi Bey hapisten çıkmış, çocuklarının dadısına gidiyor. Romanda zaman zaman utangaçlığıyla karşımıza çıkan Bertev’in karısının erkek kardeşi, bu dadı konusunda ona yardım eder ve bu serseri kısa sürede eve yerleşir.

1946 seçimleri ile Cumhuriyet Halk Partisi hükümeti kurulmuş, okullara din dersleri konulmuş, Türkçe ezan kaldırılmış, imam hatip ortaokulları açılmıştır. Soyad yasasıyla gelen bu soyadını da kabul etmeyen Emin Tahincioğlu, bunu bir aldatmaca olarak görüyor. Bu arada Haccac’a verilen Nube unvanı, on iki yıl sonra Hacı Emin’i ortaya çıkaracaktı.

Samra, zengin bir adamın metresi olmuş ve bu keder annesini daha fazla ayakta bırakamamış, bu yüzden bu olaylar karşısında iyice bunalan Füvat, kendisiyle tartışan arkadaşı Ahmed Namzi’nin evine gitmişler ve birlikte bir ziyafet çekmeye gitmişler. evde aralarında çıkan tartışma nedeniyle dışarı çıkarlar ve bir tarikatın ayinlerini yaptıkları türbeye girdiklerinde nefretlerini kusarlar ve devrimin köksüz öncüleri de ölür.

3. Kitap Duyurusu:

Türk devriminin temelleri tehlikeden olması gerektiği kadar uzak değil.

4. Kitaptaki olay ve kişilerin değerlendirilmesi:

Eserde bahsi geçen kahraman sayısı oldukça fazla olduğu için başlıcalarını değerlendireceğim:

Servet Bey: Bir bankada yönetici olarak çalışan, yoksulluk içinde büyüyen bu kişi, zor şartlar altında eğitimine devam etmiş ve Meşrutiyet döneminde gittiği Paris şehrinde aldığı eğitim sayesinde bugünkü konumuna ulaşmıştır.

Mühendis Rajib Bai: Servet Bai’nin kızına aşık, zengin bir vatansever, beyefendi ve dürüst adamdır. Romanın büyük bölümünde Sevim’le birliktedir.

Khalil Ramez: O ilerici bir milletvekilidir, devrimimize kendini adamıştır, bencildir. Öngörüsü ve devrime olan samimi desteği, üyesi olduğu siyasi partiden bile dışlanmasına neden oldu.

Hacı Emin Efendi: Şapka Devrimi’nden sonra yıllarca evine kapanan, ailesinin huzurunu sürekli bozan, bağnaz zengin, şeriat taraftarı, yaptığı devrimlerden dolayı Atatürk’ü dinsiz sayan, Atatürk’ten nefret eden fanatiktir. o.

Komiser Hamdi Bey: İyi, iyi kalpli, dürüst bir subaydır.Üç kez evlenir, üç karısını öldürür ama dördüncü karısı durumu öğrenince hapse girer.

Fouad: Başarılı bir vatanseverin oğlu, bu insan hayırsever, felsefeye batmış, gerçek hayattan uzaklaşmış, hayatını sindiremediği kitaplar arasında kurmuş bir genç kızın ağabeyi. Anavatanı, para ve şöhret hırsıyla yanıp tutuşan kimse.

Ahmed Nazmi Bey: Arkadaşı Cahed Halid ile devrimimize öncülük etmeye çalışan ancak arkadaşının bu yoldan sapması üzerine yalnız bırakılan bir felsefe hocası. Fuad ile olan dostluğunun bir sonucu olarak bir vatanseverlik ayini sırasında öldürüleceklerdir.

5. Kitapla ilgili kişisel görüşler:

Bu roman, Türk devriminin aşamalarının bir resmini sunar ve bizi bazı uyarılara karşı uyarır. Hacı Emin örneğinde olduğu gibi içine kapanık insanların bizim için tehlike oluşturabileceğini ve zamanı geldiğinde bize saldırabileceğini vurguluyor. Atatürk’ün Nutuk’u gibi her Türk gencinin okuması gereken bir kitap olduğuna inanıyorum ve bu değerli eser bize toplumun gizli kalmış gerçeklerini tüm çıplaklığıyla gösteriyor.

6. Kitabın yazarı hakkında kısa bilgi:

27 Mart 1889’da Kahire’de doğdu. 13 Aralık 1974’te Ankara’da öldü. İlköğrenimine ailesiyle birlikte gittiği Manisa’da başladı. 1903’te İzmir Lisesi’ne girdi. Babasının ölümü üzerine annesiyle birlikte Mısır’a döndü ve öğrenimini İskenderiye’de bir Fransız okulunda tamamladı. 1908’de başladığı İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirmedi. 1909’da arkadaşı Şihabeddin Süleyman vasıtasıyla Fecr-i ti’ye katıldı. 1916’da tedavi için gittiği İsviçre’de üç yıl kaldı. Mütareke yıllarında İkadam gazetesinde yazdığı yazılarla Milli Mücadele’ye destek verdi. 1921’de Ankara’ya çağrıldı ve bazı görevler verildi. 1923’te Mardin, 1931’de Manisa mebusu oldu. Aynı zamanda gazetecilik ve roman yazarlığını sürdürdü. 1932 yılında Vedat Nedim Tör, Şevket Süreyya Aydemir, Burhan Asaf Belge ve İsmail Hüsrev Tökin ile Kadro dergisinin kurucuları arasında yer aldı. Kadru dergisinin 1934’te savunduğu bazı görüşlerin abartılı bulunması nedeniyle yayınını durdurmak zorunda kalması üzerine Tiran’a büyükelçi olarak atandı. Daha sonra 1935’te Prag, 1939’da Lahey, 1942’de Berne, 1949’da Tahran ve 1951’de yine Bern elçiliklerine nakledildi. 27 Mayıs 1960’tan sonra Kurucu Meclis’e seçildi. Siyasi kariyerindeki son görevi 1961-1965 yılları arasında Manisa Cumhurbaşkanlığı Yardımcılığı idi.

Ana eserler: Roman: Kiralık Bir Malikane, 1922; Nur Baba, 1922; Kıyamet Gecesi, 1927; Sodom ve Gomora, 1928; Vahşi, 1932; Ankara, 1934; Sürgün, 1937; Panorama, 2 cilt, 1953-54; Hep O Şarkı, 1956. Hikaye: Şirinkam, 1913; Rahmet, 1923; Vatanseverlik Savaşı Hikayeleri, 1947. Anılar: Zorunlu Diplomat, 1955; Annemin Kitabı, 1957; Eve Dönüş Yolunda, 1958; Siyasette 45 yıl, 1968; Gençlik ve Edebiyat Anıları, 1969. Muhtelif: Tüm eserleri (Kaynakça)

İçerir), ilk 15 cilt, (doğum tarihi), A. Öskırımlı (yay.), 1977-1984.

Diğer roman özetleri

kitap özetleri

Kiralık Köşk Özeti Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU Annemin Kitabı Özeti Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU

Diğer gönderilerimize göz at

[wpcin-random-posts]

Yorum yapın