Zil; Tokat’a 70 km, Torhal’a 15-20 km uzaklıktadır. Zili’de Hüseyin Gazi tepesinin eteğinde “Ağbaba’nın türbesi” vardır. Ağbaba’daki suyun sarılığa iyi geldiği söyleniyor.
Agabba bir dinlenme alanıdır. Zile’ye 4-5 km. mesafede, Hüseyin Gazi Tepesi’nin eteğinde yer almaktadır. Buraya gelenler türbenin yanındaki tarladan mercimeğe benzeyen taşları toplarlar:
“Bağışla evlatlarımızı” tarlaya mercimek taşları atıp Allah’a dua ederler.
Rivayete göre ailesini çok seven Gülü adında bir gelin varmış. Gullo fakirdi, fakirdi ama çok mutluydu. Gulu’nun mutluluğu bir gün kocasının ölümüyle kaybolur.
Güllü Gelin, çaresiz çocuğunu alıp anne ve üvey babasının evine gelir. Üvey babası, maddi sorunları olan huysuz bir kişidir. Gülü’yü eve götürmek istemez ama hasta olan annesi:
– Güllü’yü eve nasıl sokmazsın ev benim değil mi? Evimden dörtnala çıkmak yerine, çık diyor.
Üvey baba, istemeye istemeye de olsa Gulu ve bebeğini evinde karşılar. Kötü niyetle Gülü’yü evden çıkarmanın yollarını aramaya başlar.
Adamın Hüseyin Gazi Tepesinde bir tarlası var, orası uzak ve çıkması zor olduğu için oraya gitmiyor. Güllü’ye bu tarlayı kazıp tarlaya göndermesi için bir kazma verdi. Güllü çaresiz kalınca çocuğunu sırtına alır ve tepeye çıkar. Uzun uğraşlardan sonra sahaya ulaştı.
Bebeğini ziyaret duvarının kenarına koyar ve toprağı kazmaya başlar. Bir süre sonra dinlenmek ve bebeğe bakmak için kazmayı bırakır. Hüseyin, Gazi Tepe’ye çıkar ve elini Tanrı’ya açar:
– allahım! Bana yardım et, bana güç ver, diye yalvarır. Bu günlerce devam eder. Bakım eksikliği, yiyecek eksikliği ve soğuk, çocuğun hastalanmasına neden olur. Üvey babası için güllü gelin:
“Çocuğumu doktora götürün” diye yalvarıyor. Üvey baba:
– Mercimek dikmek için kazmayı bitiriyoruz. Ancak o zaman çocuğu doktora götürebilirsin, diyor.
Golo pes etmeden kazıyı bitirir ve umutla evine döner.
Mercimek ekme günü üvey baba Gülü ile tarlaya gider. Gül Gelin iki elinde bir çuval mercimek ve sırtında hasta bir çocukla tepeye çıkar. Tarlaya vardıklarında Güllü; Çocuğu mezarın içine bir kenara koyar. Sonra üvey babasıyla birlikte tarlayı işlemeye başlar.
Bir süre sonra Gulu Jilin’in kalbinde bir yangın çıktı. Çocuğuna bakmak için türbeye gelir. Çocukta inleme ve ses yok. Gulu, bebeğini öptü ve salladı. Ama çocuktan ses yok. Gulu Jilin, çocuğunun öldüğünü anlıyor:
-Yavrum…bebeğim… öyle yüksek sesle ağlıyor ki dağ taş sallanıyor. Hüseyin Gazi’nin mezarından bir ses yükselir:
Mercimekleriniz taş olsun… Mercimekleriniz taş olsun…
Tarlada yetişen tüm mercimekler taş olur.
Söylentilere göre Aziz Hüseyin Gazi, Jelo Jelin’in feryatlarına dayanamadı. O senin bütün kötü üvey babanın tarlaya ektiği mercimekleri taşa çevirdi.
Genellikle çocuksuz kadınlar ve bekar kızlar Hüseyin Gazi Tepesi’ni ziyarete gelir ve evlilik yemini ederler. Ardışık yedi perşembe günü ziyaret yapılırsa dileklerin yerine geleceğine inanılır.
İçindekiler
(“Türk Tabiat Destanları”)
“Dia Othman Saba Kübizm”